Dilin kemiksiz olduğu bir zaman aralığından geçiyoruz. Kimin, kime ne dediği, neden dediği pek anlaşılır değil.
Örnekleri "asıla söylenmiş gibi algılayıp algılatmak isteyenler" hep vardı zaten.
İnsanlığın her devrinde bu "çelişkili durum" insanlık tarihinden hiç eksik olmamıştır.
Büyük gönül insanı Şeyh Edebali'nin zamanın yöneticisine yaptığı önerilerin geçerliliğini sürdürdüğünü gözlemliyoruz.