16 Mayıs 2015 Cumartesi

Mahkeme mi?..

Adalet

Günümüzde olayların baş döndürücü hızla geliştiği ve haber akışlarının da bunları aynı hızla insanların bilgisine sunduğu bilinmektedir.
Son günlerde gelişen hukuk adına "hukuksuzluk" belirtileri gösteren gelişmeleri hep birlikte izlemekteyiz.
Dün karşısında el pençe divan durdukları insanları güç ellerine geçince asıp kesmeye kalkmak herhalde insan düşünce sağlığının iflas noktası olmalı!

Örneklemek gerekirse Mısır güncelliği açısından en iyi örneklerden biridir.
Yine bugün "menfaatler çatışmasından" kaynaklanan tartışmaların da buna iyi bir örnek olması kaçınılmazdır.
Kendi içimizde yaşanan bu çelişkili tutumlara anlam verebilmek hayli güçtür.
Gerçi benim için bugünkü şartların çok fazla sürpriz olmadığını burada belirtmeliyim.
Bundan on beş yıl önce yaptığım tespit ve teşhislerde yanılmadığımı görmek düşünce tutarlığı açısından kişisel olarak olumlu sonuçlar çıkarsa da gelinen nokta açısından çok hoş görünümlerin olmadığını taktir edersiniz diye düşünmekteyim.
Görünen o ki akıl tamamen devre dışı kalmış görüntüsünün yanında insafında kalmadığı anlaşılabilmektedir.
Hele insanın insana kendi görüşüne rağbet etmiyor olmasından kaynaklı "hakaret içerikli" yaklaşımlar bir aczi yetin göstergesi değil midir?
Eğer projelerinizden değil, kutsal değerlerden konuşarak rakiplerinizi alt etmeye çalışıyorsanız bu daha da kötü bir göstergedir.
Yapmakta olduğunuz şey sizin amacınızla hiç örtüşmemesine rağmen bu değerlerin yozlaşmasına hatta hakarete uğramasına neden olabilir!
Bu konularda da "can yakıcı tehditler" vardır, bildiğinizi iddia ettiğiniz için bilmeniz gerektiğine inanmak istiyorum.
Örneğin mütevazilikten yana bir çaba göremediğimi belirtmekte yarar görüyorum, sizin adınıza!
İşsizliğin toplumun yüzde on bir nokta üçüne yaklaşmasına önerdiğiniz çözümden meydanlarda hiç bahsetmiyor, yanına bile yaklaşmıyorsunuz.
Varsa yoksa seksen yıl önce olup biten mevzuları geveleyip duruyorsunuz.
Dünkülerin mühür vurmaya çalıştıkları kimi değerlerin bugün yerini değiştirerek yapılanlara bakınca pek de farkının olmadığı gözlenebilmektedir.
Geçmişte cami ve okul kapatılmışsa, bugün de "kitap basımına izin veren bandrolün verilmemesinin"  farkı ne?!
Burada hangi imandan, haktan, adaletten söz edilebilir ki?
Son olarak adalet terazisinin tecelli merci mahkemelerdir, sandıklar değil!
Sandık millet iradesinin siyasi sonuçlarını işaret ederken, mahkeme haklılık, haksızlık kararları vermektedir.
Mahkemenin sonucu beraat veya cezadır.
Yani arada bayağı bir fark var...
Kainatın sahibi de uyarmıyor mu?
"Hesaba çekileceğiniz günden korkun!"
Mahkemeden bahsediyor, seçim sandığından değil!!!




"Tanrıya yakın olmak?"

  Kimi sitelerin köşelerinde rastlamanız mümkündür; "Tanrıya yakın olmak ister misin?" şeklindeki reklamlara.    Doğruya inandıkta...