İnsanların
çığlıklarını duymayanlara karşılık var ettiği bütün canlıların feryatlarını her an duyan bir kudretin var olduğu
şüphesizdir.
Ve onun emriyle hareket eden “hak askerleri.”
Yani adına ne denirse densin.
“Virüslerde” bunlardan sadece biridir.
Ayrım gözetmezler!..
İlke hak ve adalettir.
İlim ve bilim bu yüzden insanlığa verilmiş kıymetli
değerlerdir.
Bunlara en iyi dayanaklardan biri Müddesir Suresidir.
Tamda bugün çokça anlatılan temizlik konusunu dile
getirmektedir!
Demek ki anlatılanlar “öncekilerin
masalı değil, hayatın gerçeğiymiş.”
İlimde bilimde yan yana…
Demek ki:
O günde, bu günde geçerli kurallarmış.
Konunun tam anlaşılabilmesi için mealin tamamını
bulabilirsiniz.
Buyurun:
Rahman ve Rahim olan
Allah’ın adıyla;
1 - Ey örtüsüne bürünen!
31 - Biz o ateşin muhafızlarını hep
melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık
ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de
imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler.
Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek
istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de
yola getirir. Rabbinin ordularını ancak
Rabbin bilir. Bu, insanlar için
uyarıdan başka bir şey değildir.
Sağırına, körüne, topalına, masumuna, güçlüsüne, güçsüzüne,
adiline ve zalimine “çeki düzen veren” ve karşısında kimseyi ayırmadan titreten
“kahraman askerin adı korona!”
Hani uyarıyor ya, “Rabbinin ordularını rabbin bilir.”
“Adalet esas olduğu içinde hak askeri ’de” denebilir.
Demek yeryüzünde “hak ve adalet” epeyce yara almış ki, bütün
insanlığa “dikkat!” deniyor yani!
Ayrım yapılmadan, seyredene seyirci kalma, uygulama
aşamasında olana da “yolunda düzgün yürü” denilerek “hep tatil havasında olan
akıllarınızı” kullanın emri verilmiyor mu?
Mesela bu uyarıyı “umursamayanlara” tedbir alın ve kendi
kararlarınızla bunun sizin etkinlik alanınıza girmesini yasaklayın dense.
Tepki ne olur?
Gözünü karartan ve “insan gözüyle görülemeyen” korona bu
yasağa halk tabiriyle “kulak asar da” kendisine çeki düzen verir mi dersiniz?
Ya da karşılaşacağı yaptırımlardan korkarak uyumadan ayakta
duramayan ama “kendisinde ve kendince muktedirlik addedenlerden” çekinerek
yayılmaktan vaz geçer mi, sizce?
Oysa sizler “güçlüsünüz ya!”
Güçlüde tedbirler alıyorsunuz ama tedbirin takdiri
bozmayacağını da “idrak” edemiyorsunuz.
Hadi korumasız ve korunmasız insanlar korkuyor diyelim, sizler
neden korkuyorsunuz?
Kendinizce “alınan tedbirden daha güçlü olmadığı iddia edilen
korona’nın” sizlere yaklaşamaması
gerekmez mi?
Yoksa…
Yoksa sizde, “tüm evrendekiler gibi bir kudrete boyun eğmek
zorunda mı kalıyorsunuz?”
Yoksa “keyfiyete bakılmadan boyun mu eğdiriliyorsunuz?”
Yani “istenmese de” değil mi?
Yani “ölümlüsünüz!”
Yukarıdaki sure açıklamalarının ışığında “eskidenmiş”
masalının arkasına sığınılabilir mi?
Günümüzden bahsetmiyor diyen olabilir mi?
“Aklı” olmaması gerekir!..
Güzel günlerin geri gelmesinin yolu da ilim ve bilim gerçeklerinden geçer.
Böylece güzel günlerin gelebileceğinden umutlanır ve söz
edebiliriz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder