6 Nisan 2020 Pazartesi

“Orduları ancak kim bilir?”


 İnsanların çığlıklarını duymayanlara karşılık var ettiği bütün canlıların feryatlarını her an duyan bir kudretin var olduğu şüphesizdir.
Ve onun emriyle hareket eden “hak askerleri.”
Yani adına ne denirse densin.
“Virüslerde” bunlardan sadece biridir.
Ayrım gözetmezler!..
İlke hak ve adalettir.

İlim ve bilim bu yüzden insanlığa verilmiş kıymetli değerlerdir.
Bunlara en iyi dayanaklardan biri Müddesir Suresidir.
Tamda bugün çokça anlatılan temizlik konusunu dile getirmektedir!
Demek ki anlatılanlar “öncekilerin masalı değil, hayatın gerçeğiymiş.”
İlimde bilimde yan yana…
Demek ki:
O günde, bu günde geçerli kurallarmış.
Konunun tam anlaşılabilmesi için mealin tamamını bulabilirsiniz.
Buyurun:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla;
1 - Ey örtüsüne bürünen!
2 - Kalk artık uyar.
3 - Sadece Rabbini yücelt.
4 - Elbiseni temizle.
5 - Pislikten sakın.
6 - Yaptığını çok görerek başa kakma.
7 - Rabbin için sabret.
8 - O sûra üflendiği zaman,
9 - İşte o gün pek zorlu bir gündür.
10 - Kâfirler için hiç kolay değildir.
11 - Tek olarak yarattığım o kimseyi bana bırak.
12 - Hem ona bol servet verdim.
13 - Hem göz önünde oğullar verdim.
14 - Hem ona büyük imkânlar sağladım.
15 - Sonra da şiddetle arzu eder ki daha da artırayım.
16 - Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
17 - Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.
18 - Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti.
19 - Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti.
20 - Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti.
21 - Sonra baktı.
22 - Sonra kaşını çattı, surat astı.
23 - Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı.
24 - "Bu, dedi, başka değil öğretile gelen bir sihirdir."
25 - "Bu, sadece bir insan sözüdür."
26 - Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım.
27 - Bilir misin sen, nedir o sekar?
28 - Ne geriye bir şey kor, ne bırakır.
29 - Durmadan derileri kavurur.
30 - Üzerinde on dokuz (melek) vardır.
31 - Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir.
32 - Hayır, andolsun aya,
33 - Döndüğü an o geceye,
34 - Ve açtığı sıra o sabaha.
35 - Kuşkusuz o Sekar, büyük belalardan biridir.
36 - Uyarmak için insanları..
37 - İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri..
38 - Her nefis kendi kazancına bağlıdır.
39 - Ancak amel defterleri sağından verilenler hariç.
40 - Onlar cennettedirler, sorup dururlar.
41 - Suçluların durumunu.
42 - "Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye.
43 - Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik."
44 - "Yoksula da yedirmezdik."
45 - "Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik."
46 - "Ceza gününü yalanlardık."
47 - "Nihayet bize ölüm gelip çattı."
48 - Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez.
49 - Şimdi o Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var?
50 - Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri.
51 - Arslan’dan kaçmaktalar.
52 - Hayır, onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor.
53 - Yok, yok onlar ahiretten korkmuyorlar.
54 - Hayır, hayır, O Kur’an kuşkusuz bir öğüttür.
55 - Dileyen onu düşünür.
56 -Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bağışlayacak da.
Sağırına, körüne, topalına, masumuna, güçlüsüne, güçsüzüne, adiline ve zalimine “çeki düzen veren” ve karşısında kimseyi ayırmadan titreten “kahraman askerin adı korona!”
Hani uyarıyor ya, “Rabbinin ordularını rabbin bilir.”
“Adalet esas olduğu içinde hak askeri ’de” denebilir.
Demek yeryüzünde “hak ve adalet” epeyce yara almış ki, bütün insanlığa “dikkat!” deniyor yani!
Ayrım yapılmadan, seyredene seyirci kalma, uygulama aşamasında olana da “yolunda düzgün yürü” denilerek “hep tatil havasında olan akıllarınızı” kullanın emri verilmiyor mu?
Mesela bu uyarıyı “umursamayanlara” tedbir alın ve kendi kararlarınızla bunun sizin etkinlik alanınıza girmesini yasaklayın dense.
Tepki ne olur?
Gözünü karartan ve “insan gözüyle görülemeyen” korona bu yasağa halk tabiriyle “kulak asar da” kendisine çeki düzen verir mi dersiniz?
Ya da karşılaşacağı yaptırımlardan korkarak uyumadan ayakta duramayan ama “kendisinde ve kendince muktedirlik addedenlerden” çekinerek yayılmaktan vaz geçer mi, sizce?
Oysa sizler “güçlüsünüz ya!”
Güçlüde tedbirler alıyorsunuz ama tedbirin takdiri bozmayacağını da “idrak” edemiyorsunuz.
Hadi korumasız ve korunmasız insanlar korkuyor diyelim, sizler neden korkuyorsunuz?
Kendinizce “alınan tedbirden daha güçlü olmadığı iddia edilen korona’nın” sizlere yaklaşamaması gerekmez mi?
Yoksa…
Yoksa sizde, “tüm evrendekiler gibi bir kudrete boyun eğmek zorunda mı kalıyorsunuz?”
Yoksa “keyfiyete bakılmadan boyun mu eğdiriliyorsunuz?”
Yani “istenmese de” değil mi?
Yani “ölümlüsünüz!”
Yukarıdaki sure açıklamalarının ışığında “eskidenmiş” masalının arkasına sığınılabilir mi?
Günümüzden bahsetmiyor diyen olabilir mi?
“Aklı” olmaması gerekir!..
Güzel günlerin geri gelmesinin yolu da ilim ve bilim gerçeklerinden geçer.
Böylece güzel günlerin gelebileceğinden umutlanır ve söz edebiliriz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"Tanrıya yakın olmak?"

  Kimi sitelerin köşelerinde rastlamanız mümkündür; "Tanrıya yakın olmak ister misin?" şeklindeki reklamlara.    Doğruya inandıkta...