İnsan doğası gereği gizli işler yapmaya meyillidir ve bunun
diğer insanlar tarafından bilinmesini istemediği durumlar vardır.
Kimi zaman iyi yönler bulunmakta çoğunlukla da “kumpaslarını”
oluşturmaktadır.
“Kumpasın” ana nedeni hataya sürüklemek, menfaat sağlamak,
asıl “niyeti gizlemek”, gerçeği saptırmak ya da çarpıtmak olarak
tanımlayabiliriz!
Daha insanın tekillikten çıkıp çoğalmasına başladığı andan
itibaren de var olan bir hastalık çeşididir.
İnsanlığın ilk babası Hz. Âdem’e çocuklarının kurduğu
hareketinde adıdır “kumpas!”
Demek oluyor ki bugün ortaya çıkmış bir olgu değil, tarihsel
gelişim içinde yöntemlerini değiştirerek hep var olagelmiştir.
Yukarıdaki özet açıklamalara dayanak olarak da insanlar
küfür içinde kalma, ikiyüzlü davranma, doğru yapmaya çalışanlar olarak tarif
edilebilirler.
Birinci gruba girenler daha çok var olanı inkar yönüyle
bilinirler.
İkinci grup ise var ya da yok demeyip duruma göre tavır
takınmayı huy edinenlerdir.
“Yukarıda bir yalan söyledim, aşağıda kendimde inandım” iyi
bir örnek sözdür bunlar için.
Tezgahları hiç bitmez!
Üçüncü grup ise inandıkları yolda tutarlı davranan, ön
yargısız, dışlamayan, güzel sözlü, güler yüzlü ve bulundukları toplum için “emin”
olarak bilinen insanlardır!
Sözünde duran, fitneyle işi olmayan, zalimliği kötü işlerden
sayan ve mümkün oldukça bunlara bulaşmayan, net davrananlardır.
Gözden kaçırılmaması gereken nokta hepsinin ne yazık ki “nefis,
şeytan, benlik” ateşi altında kalmaları ortak noktalarıdır!
Bunların en büyük yardımcıları da “akıl, iman, tefekkür,
bilim yolunda emek sarf etmek…”
Gelelim konumuza.
Bunlarla insanı imtihan eden gücü unutabilir miyiz?
Aslında bu her üç gruba girenler içinde söz konusu değildir.
Sadece “yokmuş gibi davranma” hastalığı nedeniyle olmadığını
iddiaya çabalamakta delil bulmaya çalıştıkça da batmaktadırlar!
“Bütün sırların yoklanacağı günü hatırla!” Tarık 9
“(O gün) artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir
yardımcı.” Tarık 10
“Şüphesiz onlar bir tuzak kurarlar,” Tarık 15
"Ben de bir tuzak kurarım." Tarık 16
"Artık sen inkârcılara mühlet ver; onlara biraz zaman tanı!”
Tarık 17
İşte durum bu!..
Kara gün hiçbir zaman kararıp kalmıyor, gizlenende insan
istese de istemese de açığa çıkıyormuş değil mi?
O zaman bekleyelim görelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder