İnsanın imanı tatile çıkıp “kula kul” olmaya başladığı zaman
“haddi aşmaya” pek meyilli olabilmektedir.
Senin ekmeğinle oynarım.
Sana su bile yok!..
Senin ekmeğin benim elimde?!
Bunun gibi daha bir sürü zırva sözlerin söylenebildiğini
görebilir, duyabilirsiniz.
Ancaak!..
Bir zeka özrü olmalı ki kendisinin de “benim zannettiği”
rızkının bir başka güç tarafından verildiğini bilememesidir!
Hatta “emir aldıklarının” bile rızkı evrensel rızık verenin
tasarrufundadır.
Kesiverse ya da kesiliverse “hangi kararla” alabileceksiniz
ki?
“Kel merhemi bulsaydı önce kendi kellesinin üzerine sürerdi!”
İsterseniz bu haddi aşmanın nelere mal olabileceğini yine de
insanlık gereği anımsatalım.
Anımsatalım da dünyanın kimsenin babasının malı olmadığı
iyice anlaşılabilsin.
“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a
âit olmasın. Her birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra)
emaneten konulacakları yeri de o bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i
Mahfuz'da yazılı) dır. Hud 6
Görüyor musun, ey kerameti kendinden zanneden zavallı!
Senin rızkında bir yerlerde yazılı ve teminat altındaymış.
Hatta kalacağın zaman, ruhun bedeninden ayrılınca konacağın
yer bile!
“Allah rızkı dilediğine bol verir,
(dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Halbuki
dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir.” Rad 26
Farkında mısınız bilemem ama kime nasıl, ne şekilde
verileceğini de size sormuyor!
Dikkat ederseniz bugünleriniz'in geçici olduğunu da görmek,
düşünmek istemeseniz de nasıl da anımsatılıyor!
“Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol
verir ve (dilediğine) kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve
onları görmektedir.” İsra 30
“Onlardan bazı kesimlere, kendilerini sınamak için dünya
hayatının süsü olarak verdiğimiz şeylere gözünü dikme. Rabbinin rızkı daha
hayırlı ve daha kalıcıdır.” Ta Ha 131
İnsanların kimi zaman burnunun dibini, kimi zaman da
enselerini dahi aynasız hiç göremediği halde etraflıca en ince ayrıntıyı,
gecenin zifiri karanlığında kara karıncayı görenin olduğunu bilmemek ne kötü!
Bak ey kendisini rızk dağıtıcı zanneden zavallı şunu da
aklından sakın çıkarmamanı öğütlerim.
“Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, "Vay! Demek
ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve
(dilediğine) kısarmış. Allah bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine
geçirirdi. Demek ki kafirler iflah olmayacak" demeye başladılar.” Kasas 82
İkircikli duruma düşmemek için aklı başa almak gerektiğini
bundan daha güzel anlatabilecek bir tarifi sizler biliyor musunuz?
Son olarak da hiçbir şeyin yapanın yanına kar
kalmayacağıdır. Sizin beğenmediğinizin de Allah’ın kulu olduğunu unutmamak
gerçekçiliktir.
Bu nedenle hesap soruculardan da hesabın uzak olmadığıdır,
burada olmasa da…
“Şüphesiz Allah katında din İslam'dır. Kitap verilmiş
olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve
aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse,
bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.” Al-i İmran 19
“Sinek gibi” gördüğünüz, hatta ondan daha değersiz insanlar
olabilir ama “sinek örneğinin” insanı ve alemleri yaratan için ciddi bir önem
taşıdığını, inandığını zannedenlerin şaşırabileceğini de şuradan tespit
edebiliriz.
“ Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi ona iyi
kulak verin. Sizin Allah'tan başka taptıklarınız bir sinek dahi
yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek onlardan
bir şey kapsa bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, istenen de.” Hac 73
Ne işe yaradığına gelince:
“Allah bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez.
İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre
saplananlar ise, "Allah örnek olarak bununla neyi
kastetmiştir?" derler. (Allah) onunla birçoklarını saptırır, birçoklarını
da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır.” Bakara:26
Ağızdan çıkanın kulağın duyması, duyulanın akılla
yoğrulmasını, kalpte yeşererek imana çevrilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sivrisineği bile yaratamayanın insanın ulu orta laf söylemesini
ise bir türlü akılla bağdaştıramıyor, anlam da veremiyorum!
Hele de bunu “mütedeyyin” denenler yaparlarsa…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder