
Meydana gelen bir takım doğa olaylarından dolayı önceden pek
bir gönderme yapılırdı.
Sebebi hemen bulunur, hoşlanılmayan birileri varsa bilet ona
derhal kesilirdi!
Ancak daha önceleri meydana gelen herhangi bir doğa olayının
boyutları bu kadar geniş çaplı değildi diye anımsıyorum.
Tam da burada insanın kendi kendisine sorular sorması
gerektiğini düşünüyorum.
Acaba eksik olan ne?
Böyle “manevi iklimin” hayli geliştiğini iddia edenlerden
oluşan bir toplumda sınavın şiddetinin sırrı nedir?
Ders alan var mı?
İstisnasız herkes için geçerli bir kural…
İçinde bulunduğumuz hafta ile ilgili yapılan meteorolojik
uyarılar ilk anda bunları düşünmeye sevk etti nedense?
Yetmiş ila iki binli yıllar arasında böyle oluşan durumlar
için vakit kaybedilmeksizin “iktidarla veya iktidarın başıyla”
ilişkilendirilmek kaçınılmaz gibiydi.
Bu engin kültür sayesinde yaşanan olayların nedenini
öğrenmekte zorlanmazdınız hiç…
Çekemeyenlerin çokluğundan şikayet edilen günümüzde ise
“günahsız sabi sübyanın” idarede olduğu da düşünülürse acaba bunun nedeni nedir
ki?
Yoksa bunların nedeni adaletin zirveye çıktığı, yoksulun
kalmadığı, işsizliğin tamamen ortadan kalktığı günümüzde bunlara aklı ermeyen
karşı cephedekiler mi sebep olmaktadır, dersiniz?
Ben nazar ve hasede inanırım!
Gözden gözleme, hırstan hasaretin sonucu olabilir mi sizce?
Bunca “yüksek başarı elde edilmişken,” hani diyorum kem
gözlerin, çirkin sözlerin sahiplerinden kaynaklanmasın sakın?
Çünkü kıskançlık yurt içi ve dışı karşı güçlerde ama üçüncü
köprüyü finanse ediyorlar, beceriksizlik onlarda ama kalkınmaları rekor
tazeliyor, adalet duyguları desen körelip tatile çıkmış yan gelip yatıyor.
Belki diyorum iyi şeylere kulp kulak takmayın, siz de bu
haset fesat hallerinizden vaz geçin diyedir, kim bilir?
Hem Evrende meydana gelen bu olaylar dahi aklı başa almak
akıllının, aklı tatile çıkarmak ahmağın işi de diyor olmasın sakın?
Öyle ya, duygular devreye girince akıl böyle vücutta sukut
eder!
Düşünmek uykuya dalar.
Bilmek zahmetli olduğundan korku da karışınca sipere yatar.
Görmek ise, şahit yazılacağından en iyisi onları yumarak
görmediğini söylemektir.
Vicdan mı?
Şimdilerde o mahallenin en güzel kızı durumunda!..
Kısacası yaşanan veya yaşanabilecek olan uyarı tarzlarının
sonucu bunları yerli yerine oturtmak olmasın sakın?
Tabi, anlayana, anlayabilene, anlamaya çalışana…
Yoksa gözü sürmelinin, kulakları tıkalının, kalbi
katılaşmışın bunlarla ne alakası olabilir ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder