6 Nisan 2016 Çarşamba

“Edep ya hu!”

Son günlerde kullanılan üsluptan görünüm itibariyle pek rahatsız olanın olmadığı gibi, “şeytana şapkasını tersten giydirecek” ifadeler ortalıkta “fink” atıyor!
Ne için?
Adeta “vaftiz yöntemini benimsemişçesine” birilerinin diğerlerini övme veya yerme malzemesi olarak kullanıldığını gözlemlemekteyiz.

Takla atanından tutunda o yana bu yana yatanlara kadar ya da yattığını iddia edenlerin lügati adeta seremoni geçidi yapmaktadır.
Ne anlatmak istiyorsunuz?
Tarihte birkaç kavmin çöküşüne yol açan “ahlak dışı” fiillerin masumiyetini mi?
Yoksa bunların karşısına durduğunuzu zannederek “kutsal değerlere yapılan” hakaretlerin ne anlama gelmesi gerektiğini mi?
Bu iki yolunda çıkmaz sokak olduğunu bilmem anımsatmaya gerek var mı?
Birinci şıkta yer alan “fiil” değil aklamayı, sözünün dahi sıkça telaffuz edilmesi büyük hata diye düşünmekteyim.
“Lanetin” nesini savunacaksınız?
İkincisi ise genellikle işinizin düştüğü noktada anımsadığınız manevi değerlerin ne kadarını yerine getirebiliyorsunuz ki?
Filin lanetlenmesini anlıyorum da, “kötülüğü güzellikle iyiye çevirme” tekniğinden yoksunluğunuza pek anlam veremiyorum!
Size kimse şöyle demiyor:
“Olayları görmezden gelin,” diye.
Örneğin bir insan iyiliği göremiyorsa rehberlik yöntemi hakaret değil, anlatabilmenin yüksek becerisi sayesinde onunda olayları sağlıklı görmesine yardımcı olabilir!
Bu yöntemde, eğer varsa, sizin “engin kültürünüzün” güzel bir ürünü olmaz mı?
Bu ülke şunun ya da bunun çok sevdiği bir obje değil, herkesin sahiplenmesi gereken ortak bir paydadır!
Vücut gibi düşündüğünüzde nasıl hastalanıyor, kimi dermatolojik sıkıntılar yaşıyorsanız, ülke de öyledir.
İyiler ve kötüler olacaktır.
Önemli olan iyilerin çok olduğu, güzelliklerin yeterince paylaşılabildiği bir yer olmalıdır diye düşünüyorum.
Esas çaba bunun için olmalıdır ve bunun şu veya bu görüşle de ilgisi bulunmamaktadır.
Özetle kaliteli insan kaliteli insandır!..
Beşeri tercihleri bunu gölgelememeli, doğruyu kim söylerse söylesin hakkı ve adaleti ön planda tutmalı haklının hakkı haklıya verilmelidir.

Sıkıntıda zaten buradadır.
Taraftarlık gözleri “kör” etmekte, adaleti ortadan kaldırmaktadır.
Çünkü birine “kötü” diyerek “iyiliğinizi” anlatamazsınız.
Önemli olan iyiliğin ne olduğunu yaşamak ve anlatabilmektir..
Yaşamadığı bir olguyu neden anlatmaya çalışır ki insan?
Nereden mi belli?
Kimse karşısındakine saygı duymadığı gibi, herkes konuşuyor.
Uğultuda “meram anlatmak” olanaksızdır da!
Sözler seçkin, hitap güzel olmalı…
Yani:

“Edep ya hu!..”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"Tanrıya yakın olmak?"

  Kimi sitelerin köşelerinde rastlamanız mümkündür; "Tanrıya yakın olmak ister misin?" şeklindeki reklamlara.    Doğruya inandıkta...