İnsan çoğalmaya başladıktan sonra sorunlarda ardı ardına
çoğalmaya başlamış, ilk insanın insanı öldürmesi de gerçekleşmiştir.
Hırsın yol açtığı hastalıklar arasında:
Anlaşamamazlık, karşısındakini dinlememe, ön
yargı, niyet okuyuculuğu, öfkenin aklı yenmesi, vicdanı kör etmesi gibi daha birçok
neden sayabiliriz.
İnsanlar çoğaldıkça kavimlere ayrılmış bu ayrılıktan sonra
da kavimler arası çatışmalar başlamıştır.
Kısacası “insan insanın kurdu” olmuştur vesselam.
Kelime anlamı itibariyle “zayıf” demek olan insan asırlar
boyunca hem birbirinin canını yakmış hem de sonuç olarak kendi canı yanmıştır.
Kendi canının yanışı daha çok yaptırımlara dayanak
oluşturmuştur.
Gerek beşeri gerekse manevi hukuk alanında bu yaptırımlar
duruma göre oldukça sert yöntemler kullanabilmekte, manevi yaptırımların sadece
burada kalmayacağı da ayrıca belirtilmektedir.
Buna inanıp inanmamakta elbette hürsünüz, kimse bir
başkasını ille de inanması konusunda zorlayamaz.
Söylenecek tek söz “karşılaşınca görürsün!” olacaktır.
Neden bu konudan söz ediyoruz?
Son günlerde evrenin herhangi bir yerinde meydana gelen “canilik
eylemlerinin sonucu olarak” birçok masum insan hayattan kopup gitmektedir.
Ancak algı bozukluğu ve algı kirliliğinden kaynaklanan
yaklaşımlarla konu “insanlık değerleri açısından ele alınması” gerekirken, ya
ırkçı, ya dinsel veya toplumsal farklılıklar gözetilerek yorumlanıp, sunulmaktadır.
Burada ortaya çıkan gerçek “fail canlının, görünüm itibariyle insana benzese
de” kendisini “mahluk psikolojisinden” kurtaramadığı anlaşılmaktadır.
İnanıyorum ki hangi dinden olursa olsun burada sadece “canavarlığı
maskelemenin bir yöntemi olarak din” kullanılmaktadır!
Oysa özellikle “İslam” terörü, anarşizmi, yalancılığı, ikiyüzlülüğü,
ahlaksız ticaret yapmayı, adaletsizliği daha bunun gibi onlarca konuda insan
hakkının “topluca gasp edilmesini” yasaklamaktadır.
Kısacası “Terör” denen bela insanların nefis, şeytan ve benlik girdabına kapılarak yapıp ettiklerinin
bir sonucudur!
Oraya buraya postalama alışkanlığından vaz geçip çözüm bulmaya
çalışmak insanlığın hayrınadır.
Terörü yapan kadar, yaptıranlarda önemlidir, sakın
unutmayın.
Bizde bir söz vardır: “Rüzgar eken fırtına biçer” diye ona
göre!..
Bireylerden değil, devletlerden söz ediyorum.
Onlar kendilerini de bilirler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder