Bilinen o dur ki, vampirin besin kaynağı kandır.
Fakat gündüz insan görünseler de gece gerçek yüzlerini açığa
çıkararak “gıdalarını almayı” ihmal etmezler.
Sözünü etmek istediğimiz konu ise tarihsel derinliklere
dayanan “besle kargayı oysun gözünü” deyimini
doğrulayan bir olaydır.
Kanuni Almanların eline düşen Fransız kralını kurtarıp bir
de onlara ayrıcalıklı menfaatler sağlamıştı.
“Kapitülasyon” adını alan bu ayrıcalıklar bugün de devam
etmektedir.
Oysa “nankör” her yerde ve her zaman nankördür değil mi?
Çok yakın bir tarihte “Cezayir” halkına yaptıklarını tarih
hep anımsayacaktır.
İnsanlar ya da toplumlar önce kendi “sebep oldukları katliam
çeşitlerine bakacak” ve karşısındakini ondan sonra itham edebilirse edecektir!
Eğer siz yakın zaman da “içtiğiniz kanların ağzınızdan
damladığını” görmüyor olsanız da karşıdan çok rahat “kanı emilen sessiz
çığlıklar” duyulabilmektedir!
Ha unutmadan sizin içerideki işbirlikçilerinizin canı
yandıysa eğer, işte siz bundan dolayı karşınızdaki hürriyet mücadelesi verenlere
kendinizce ithamlarda bulunuyorsunuz.
Yoksa derdiniz ne insanlık, ne de insanlığa yönelik faydalı
bir yaklaşımdır.
Tamamen karıştırmaya, kan içiciliğine devam etmeye yönelik
bir algı kirliliği çabasıdır diye düşünmekteyim.
Konu Türkiye olunca, bizde, diğer teferruat işleri bir yana
atılır, bunu kurtuluş yıllarında verilen mücadeleden de en iyi siz bilirsiniz.
Eğer bugünkü halinden faydalanmak istiyorsanız yanıldığınızı
anlatmakta kurtuluş savaşı yıllarında Güneydoğu da yediğiniz ve tadını unutmadığınız
“tatlıdan ikram etmek” bizim için misafirperverlik olacaktır!
Zaten serkeşleriniz orada epeydir bu ülkeyi ve milleti
uğraştırıyor.
Fakat güneş doğunca, bilirsiniz, “vampirlerin de ömrü sona
erer.”
Örneğin senin hemen yanındaki komşun da aynı kararları “geveleyip”
duruyordu.
Kızartma işlerini o da iyi bilir bak, sen ona bir sor?
Bizimkiler neden mi böyle konuları gündeme getiremiyorlar?
İşleri çokta ondan, sıra gelmemiştir.
Yoksa anyayı gösterirlerdi de!..
Lakin biz de “bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu
söyleyeyim” derler.
Bu yüzden “soykırım lafını” en son ağza alacak olanlar sen
ve arkadaşların gibi olanlardır…
Ayrıca her olay kendi döneminin şartları içinde
değerlendirilirse daha anlaşılabilir sonuçlara ulaşılabilir.
Böyle olaylar daha çok da tarihin ve tarihçinin işidir.
Kişisel görüş ve siyaset biliminin değil.
Çünkü ikisinde de “çarpıtma ve yalan” olma olasılığı çok
yüksektir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder