15 Ekim 2016 Cumartesi

“Arkadaşını söyle”

Bilinen o dur ki, vampirin besin kaynağı kandır.
Fakat gündüz insan görünseler de gece gerçek yüzlerini açığa çıkararak “gıdalarını almayı” ihmal etmezler.
Sözünü etmek istediğimiz konu ise tarihsel derinliklere dayanan “besle kargayı oysun gözünü”  deyimini doğrulayan bir olaydır.
Kanuni Almanların eline düşen Fransız kralını kurtarıp bir de onlara ayrıcalıklı menfaatler sağlamıştı.
“Kapitülasyon” adını alan bu ayrıcalıklar bugün de devam etmektedir.
Oysa “nankör” her yerde ve her zaman nankördür değil mi?

Çok yakın bir tarihte “Cezayir” halkına yaptıklarını tarih hep anımsayacaktır.
İnsanlar ya da toplumlar önce kendi “sebep oldukları katliam çeşitlerine bakacak” ve karşısındakini ondan sonra itham edebilirse edecektir!
Eğer siz yakın zaman da “içtiğiniz kanların ağzınızdan damladığını” görmüyor olsanız da karşıdan çok rahat “kanı emilen sessiz çığlıklar” duyulabilmektedir!
Ha unutmadan sizin içerideki işbirlikçilerinizin canı yandıysa eğer, işte siz bundan dolayı karşınızdaki hürriyet mücadelesi verenlere kendinizce ithamlarda bulunuyorsunuz.
Yoksa derdiniz ne insanlık, ne de insanlığa yönelik faydalı bir yaklaşımdır.
Tamamen karıştırmaya, kan içiciliğine devam etmeye yönelik bir algı kirliliği çabasıdır diye düşünmekteyim.
Konu Türkiye olunca, bizde, diğer teferruat işleri bir yana atılır, bunu kurtuluş yıllarında verilen mücadeleden de en iyi siz bilirsiniz.
Eğer bugünkü halinden faydalanmak istiyorsanız yanıldığınızı anlatmakta kurtuluş savaşı yıllarında Güneydoğu da yediğiniz ve tadını unutmadığınız “tatlıdan ikram etmek” bizim için misafirperverlik olacaktır!
Zaten serkeşleriniz orada epeydir bu ülkeyi ve milleti uğraştırıyor.
Fakat güneş doğunca, bilirsiniz, “vampirlerin de ömrü sona erer.”
Örneğin senin hemen yanındaki komşun da aynı kararları “geveleyip” duruyordu.
Kızartma işlerini o da iyi bilir bak, sen ona bir sor?
Bizimkiler neden mi böyle konuları gündeme getiremiyorlar?
İşleri çokta ondan, sıra gelmemiştir.
Yoksa anyayı gösterirlerdi de!..
Lakin biz de “bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” derler.
Bu yüzden “soykırım lafını” en son ağza alacak olanlar sen ve arkadaşların gibi olanlardır…
Ayrıca her olay kendi döneminin şartları içinde değerlendirilirse daha anlaşılabilir sonuçlara ulaşılabilir.
Böyle olaylar daha çok da tarihin ve tarihçinin işidir.
Kişisel görüş ve siyaset biliminin değil.

Çünkü ikisinde de “çarpıtma ve yalan” olma olasılığı çok yüksektir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"Tanrıya yakın olmak?"

  Kimi sitelerin köşelerinde rastlamanız mümkündür; "Tanrıya yakın olmak ister misin?" şeklindeki reklamlara.    Doğruya inandıkta...