26 Kasım 2015 Perşembe

Aklın öncülüğüyle çözümlenmeli

İki tarihi dost ülkenin aralarında meydana gelen istenmeyen durumlardan dolayı dostluklarının bozulacağını düşünenlerin yanıldıklarını düşünmekteyim.
Çünkü çözülemeyen sorunun olmadığını ama çözemeyen insanların var olduğunu düşünüyorum.

“Dilin önünde kemik yoksa” çıkan herzelerin ne açmazlara yol açtığına dünya birçok olayla şahit olmamış mıdır?
Aklın tatilde olduğu dönemlerde bunlara sıkça rastlayabilirsiniz.
Hele evrensel toplu durum okuma bilginiz yok ve de renk körlüğünüzde varsa bu tarz sıkıntılar kaçınılmaz hale gelebilmektedir!
Esas olan sıkıntıların üzerinden kavga ederek gelmek değil, akıl teknikleriyle çözüm getirmek maharettir öyle değil mi?
Kavga, hakaret etmek, olayların üzerine üstün körü gitmek, akılsızlığın, hödüklüğün ve görgüsüzlüğün ürünüdür.
Vizyonsuzluk ise bu işin acı biberidir.
Çünkü küçük düşünce biçimi olayları abartırken, büyük düşünce sistemine sahip olanlar büyük olayları kolayca çözebilmenin hazzını yaşarlar.
Amaç yok etmek değil, yaşatmaktır çünkü.
Bunu da ancak büyük düşünebilenler yapabilirler.

Ölçüye sahip olmayan görüş ve düşünceler değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

"Tanrıya yakın olmak?"

  Kimi sitelerin köşelerinde rastlamanız mümkündür; "Tanrıya yakın olmak ister misin?" şeklindeki reklamlara.    Doğruya inandıkta...