28 Haziran 2016 Salı

Cephede görev yaptınız mı?

Son günlerde “damar” konuşmalara şahit oluyoruz.
Tarifler o kadar güzel ki neredeyse olan bitenden “seferberlik” hali duygusuna kapılmanız kaçınılmaz duyguların gelişmesine yol açıyor.
Ancak merak ettiğim konu bu hamaset dolu nutuk atmaya çalışanların acaba toprakla buluşmuş ve yoğurulmuş kanı var mı?
Yoksa kendilerine dokunmayan ve başkasının kanının üzerinden mi ahkam kesiyorlar?
Cephe de ihtiyaç duyulsa gidenine rastlayabilir miyiz?

25 Haziran 2016 Cumartesi

Ayrılmaz parçalar

İnsanların algı ve davranış farkları onların çevreyi tanımlama olgularının da değişmesine yol açabilmektedir.
En belirgin insan özelliğinin ille de kendi dediğinin doğru olduğu tezi çok kuvvetlidir.
Ancak bu her zaman doğru sonucu vermez hatta yanılmanın boyutlarının tehlikeli alanlara kadar gittiğini görebilmemizi de mümkün kılar.
Nedenine gelince araştırma evrelerinde yeterince titiz okumamaktan kaynaklandığını görmemize katkı sağlar.

19 Haziran 2016 Pazar

Ne deniyor acaba?

İnsanın var oluşundan itibaren zaafları ve zafiyetleri bitmek bilmiyor olmalı ki kimi zaman kendi çalıp kendi söylüyor ve maalesef yine kendisi dinliyor.
Okumayı istikrara kavuşturamayan insan düşünmeyi de tatile göndermiş görünüyor.
Çünkü algı eksikliğini duygularını ifade ederken kullandığı cümlelerde görmek mümkün diye düşünüyorum.
Akıl tartısından uzak, vicdan muhasebesinden nasibini almamış söylemler muhataplarını incitir düzeyde olduğunu gözlemliyoruz.

13 Haziran 2016 Pazartesi

Hakarete gerek yok?

Son yıllarda din tüccarlığının hassaslaştırdığı insanların doğru bile söylense karşı çıkıyor olmalarını anlamak hayli zorlaştı.
Zaten belki de yaşantısında bulunmayan bir değerden dolayı eleştiri dozunun da kaçırılmasıyla iyice yoldan çıkması kolaylaştırılmış olmaktadır.
Yapamadığı temel görevinden dolayı içten içe eziklik hissettiğini düşündüğüm insanların bir de yaralarına dokununca nasıl tepki vereceklerini önceden kestirmek zorlaşmaktadır.
Ayrıca “fitneye sebep olan fitne çıkarmış gibidir” uyarısı da dikkate alınmamış olmaktadır.

6 Haziran 2016 Pazartesi

Günü gelince ortaya çıkar?

Kirli bir ortamın içinde sağlıklı bilgiye ulaşabilmek son derece güç hale gelebilmektedir.
Fakat hakikat tecelli etmeye başlayınca bütün karanlıklar aydınlığa dönüşür ve yarasalar kaçacak kaya delikleri aramaya başlarlar.
Çünkü “aydınlık” onlar için “zifiri karanlık” hükmündedir.
“Işıklarını kesiversek oldukları yerde kalakalırlar” denmesi de boşuna değildir!
Oysa içine benliklerinin ürünü sonucu içine düşürüldükleri çıkmaz kendi yapıp ettiklerinin bir tahakkuku gibidir.

2 Haziran 2016 Perşembe

Fırıncıların kararı?

Aklınıza hemen ekmek, yaklaşan ramazan dolayısıyla pide gelmiş olabilir.
Ama bilemediniz diyebilirim…
Hani bazı kararlar alınıyor ya, dünya eksenli ülkelerde.
Yüz yıl önce hani katliam yapılmış ya bir kavme karşı.
Bilir misiniz?
Beş yüz bin Yahudi’yi kim yaktı?
Kim bu “fırıncılar?..”

"Tanrıya yakın olmak?"

  Kimi sitelerin köşelerinde rastlamanız mümkündür; "Tanrıya yakın olmak ister misin?" şeklindeki reklamlara.    Doğruya inandıkta...