Son günlerde “damar” konuşmalara şahit oluyoruz.
Tarifler o kadar güzel ki neredeyse olan bitenden “seferberlik”
hali duygusuna kapılmanız kaçınılmaz duyguların gelişmesine yol açıyor.
Ancak merak ettiğim konu bu hamaset dolu nutuk atmaya çalışanların
acaba toprakla buluşmuş ve yoğurulmuş kanı var mı?
Yoksa kendilerine dokunmayan ve başkasının kanının üzerinden
mi ahkam kesiyorlar?
Cephe de ihtiyaç duyulsa gidenine rastlayabilir miyiz?
Nesebi olmayanın kendisinin cephede yer almasına da ihtimal
vermek ham hayalden başka bir şey değildir!
Dolayısıyla nereden yersen oradan buyur mantığıyla milliyetçiliğin
yetmediği yerde manevi duyguları kullanacak ve sömüreceksin anlayışı hayli
yaygın görünüyor.
Oysa esas milliyete ihanet “ayakların altından” nasıl oldu
da baş tacı oluverdi?
Allah'ın lanetlemesine rağmen geçici dünya menfaati için
insanın içini kaldıracak derecede bir “vıcık” anlayışla bu kadar istismar
edilebiliyor?
Gerçi “ateşi karnına dolduranın” doyması beklenemez!
Çünkü iştah farklı bir doyumsuzluk algısıdır.
İnsanın “haram helal demeden” yedikçe yeyesi gelir, ateş
dahi olsa!..
Kısacası insan öyle garip bir var edilendir ki yapmadığı
şeyleri yapmış gibi anlatma hastalığına sahiptir.
Hatta bu tutumu onu “en yükseklerden en aşağılara kadar
indirebilmektedir.”
“Aşırılaştıkça aşağılanır” ikazı bunu en iyi anlatan bir
uyarı sözüdür.
Ciğeri yanmayanların ciğer yangınından haberinin olması
düşünülemez.
Nereden mi anlaşılıyor?
Bozuk sinelerin cızırtılı sesinden elbette ki!..
Hani denir ya; “koyunu olmayana koyun boğazlaması kolay
gelir,” diye.
İşte öyle bir şeydir bu hal.
Potini bilmeyenin bağını tarif etmesi gibi bir saçmalık da
denebilir.
Sizlerden birilerini de cephede görsek mi?
O zaman tarifini yaptığınız şeyler değer ve önem arz eder
diye düşünmekteyim.
Yoksa…
Safsata olarak, ahmak aldatma girişimidir.
Başka da izah bulamıyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder