2 Aralık 2015 Çarşamba

Kelimeler maksadını aşabilir

İnançla beşeri yaşam arasında ince ayrıntılar vardır.
Birincisi her iki dünya yaşamını düzenlerken, ikincisi daha çok sonradan öğrenilen ve çevre etkisine açık halde bulunan edinimler bütünüdür.
Yetiştiğiniz ortamın gelenekleri, algı biçimi sizi yaşama hazırlarken aynı zamanda kişilik denen değerinde oluşmasını temin eder.
Farkında olmadan olayları “evrildiğiniz” bu ortama göre değerlendirir, yetişme şeklinize göre de karar verirsiniz.

29 Kasım 2015 Pazar

Rotanız şaşmış demektir?

Günümüzün en büyük kargaşalarından biri sanallıkta takılıp kalmaktan geçmektedir.
Her insanın amacı ve hedefe ulaşmada aracı farklılıklar gösterir.
Kimine göre “para” yaşamın vazgeçilmez unsuru olmakla kalmaz adeta hayat felsefesini oluşturur.
Eğer “paraca” bolluk içinde değilse yaşamının bir tarafı neredeyse yok gibidir!
Oysa…

26 Kasım 2015 Perşembe

Aklın öncülüğüyle çözümlenmeli

İki tarihi dost ülkenin aralarında meydana gelen istenmeyen durumlardan dolayı dostluklarının bozulacağını düşünenlerin yanıldıklarını düşünmekteyim.
Çünkü çözülemeyen sorunun olmadığını ama çözemeyen insanların var olduğunu düşünüyorum.

22 Kasım 2015 Pazar

Yer ve gök neden titrer?

İnsan elinin karıştığı bir işin geneli itibariyle iyi sonuç verdiğini söylemek mümkün müdür acaba?
Hırsın elinde oyuncak olan, ihtiraslarıyla kendisini harap ederek telef olup giden bir var edilenden söz etmekteyiz.
Öfkelendiğinde aklını tatile gönderen, hayvani bir duyguyla hareket etmeyi benimseyen, düşüncenin yerini intikam duygusunun kapladığı zavallı bir yapıdan söz ediyoruz.

7 Kasım 2015 Cumartesi

Öyle bir an?..



Tarihsel gelişim içinde her dönemin belli başlı azgın insanları olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Bu yönleri o kadar kuvvetlidir ki hep onların dedikleri doğrudur, kendilerince.
Ancak algıda meydana gelen çelişkiler ve yaşamın koşulları bu durumu tamir edilemez şekilde onların aleyhine çevirebilmektedir.

29 Ekim 2015 Perşembe

“Rızk da veriyor musunuz?”

İnsanın imanı tatile çıkıp “kula kul” olmaya başladığı zaman “haddi aşmaya” pek meyilli olabilmektedir.
Senin ekmeğinle oynarım.
Sana su bile yok!..
Senin ekmeğin benim elimde?!
Bunun gibi daha bir sürü zırva sözlerin söylenebildiğini görebilir, duyabilirsiniz.
Ancaak!..

25 Ekim 2015 Pazar

Gizleneni açığa kim çıkarır?

İnsan doğası gereği gizli işler yapmaya meyillidir ve bunun diğer insanlar tarafından bilinmesini istemediği durumlar vardır.
Kimi zaman iyi yönler bulunmakta çoğunlukla da “kumpaslarını” oluşturmaktadır.
“Kumpasın” ana nedeni hataya sürüklemek, menfaat sağlamak, asıl “niyeti gizlemek”, gerçeği saptırmak ya da çarpıtmak olarak tanımlayabiliriz!

24 Ekim 2015 Cumartesi

Mesaj veriyor olmasın?


Meydana gelen bir takım doğa olaylarından dolayı önceden pek bir gönderme yapılırdı.
Sebebi hemen bulunur, hoşlanılmayan birileri varsa bilet ona derhal kesilirdi!
Ancak daha önceleri meydana gelen herhangi bir doğa olayının boyutları bu kadar geniş çaplı değildi diye anımsıyorum.
Tam da burada insanın kendi kendisine sorular sorması gerektiğini düşünüyorum.
Acaba eksik olan ne?

20 Eylül 2015 Pazar

Algılamada çekilen zorluklar…

İnsan denen canlının sınavı, ilk insanla başlayan yaşam akışı evrelerinde oldukça çetrefilli sınavlardan geçmiş ve geçmeye de devam ediyor.
Gerçek dinle insanların uydurduğu dinler arasında uçurumların olduğunu söylemek fazla iddialı bir söz olmasa gerek!

8 Eylül 2015 Salı

İnsanı tanımlamak

Genel anlamıyla insan diğer canlılardan ayrılan, düşünebilen, konuşabilen,  daha modern yaşam alanlarında yaşantısını sürdüren bir varlık olarak bilinir.
Hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyler karşısında çeşitli tavırlar takınabilmektedir.
Ancak insan sadece bu mudur?

26 Temmuz 2015 Pazar

Hile kimi vurur?

Tarih hile kuranların sonunun nasıl olduğunu bize çok net anlatmaktadır ki, kuranların ayağına dolaştığı yadsınamaz gerçekler arasındadır.
Yine anlatılanlar bunların sonlarının başkalarına "reva görmeye" çalıştıkları sonla aynı olmuştur.
Kimi kafasını taşlara vurarak sivrisinek vızıltısından kurtulmak için yaşamını sona erdirmiş, kimi de "şehir azgınlığının" sonucu olarak suların içinde kaybolup gitmiştir!

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Yol üzeri?


İnsan hayata atıldığı andan itibaren bitene kadar gidilen maksadın adıdır yol üzeri...
Çoğunun bilebileceği bir anımsatma vardır:
"Ömür biter yol bitmez," diye!
Oysa gerçekten ömür bitiyor mu?

16 Temmuz 2015 Perşembe

Neden küçük kalmayı?..


Ülkelerin özel ve güzel günleri vardır, bilirsiniz.
Bayramlar da bunlardan biridir.
Kırgınlıkların, dargınlıkların sona erdirilmesi için iyi fırsatlar sunar.
Ancak görünen manzara o ki kimse "kininden" taviz vermiyor!
Siyasi arena da sıkça dillendirilen " o bu kardeştir, ayrım yapan kalleştir" nakaratını söyleyenlerin yaklaşık iki aya yaklaşan söylemleri yukarıdaki sözün "havada" kaldığını ispatlamış durumda.
Yine buna muhatap olanların aynı dozda hareket tarzıyla "başramlaşmayacakları" haberlere düştü bile.

15 Temmuz 2015 Çarşamba

Sakınma ya da "tesettür?"

Azgınlığın insanı götürdüğü son nokta

İnsan var edildiği günden itibaren nefsine yönelik sıkıntılardan yakasını bir türlü kurtaramadığı çokça bilinen bir gerçek değil midir?
Yamağı Şeytanı dahi hataya sürükleyen bu gerçek, yanına yardımcısı olan Şeytanı da alınca tehlike iki katına çıkıyor!
Benlik duygusu ise bunların genel müdürü gibi çalışır. En belirgin özelliği "sen neden geri kalıyorsun, niye yanıt vermiyorsun, kendini ezdirme..." gibi "fitlemeler" ilk sırada gelirler.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Hakaret güçsüzlüktür?

Bire bir iletişim kuralında karşılıklı anlayış, hoş görü davranış bilimlerinde ilk sırada gelen bir konudur.
Toplumların çoğunda bağışlama dediğimiz “tahammül” ise işin vazgeçilmezleri arasındadır.
Çünkü şu bilinmektedir ki her insan hata yapmaya açık, iradesine her zaman hakim olmayan bir var edilendir.

24 Haziran 2015 Çarşamba

"Densiz?.."



Densizliğin her açıdan sınır tanımadığı zamanlarda yaşadığımızı düşünmekteyim.
Bunlardan biri de Hollandalı parlamenter Geert Wilders… iken sayıları hayli fazlalaştı.

Günümüzde inanç farkı olmasına rağmen inandığını söyleyenlerin hatalı davranışları arasında farkın kalmadığını gözlemleyebiliyoruz!

Konunun esasına dönersek;

İnternet'te Hz. Peygambere yönelik “karşısındakini düşünemeyen bir anlayışsızlıkla” karikatürler yayınlamış olmasına karşılık Hz. İsa'nın da Hak bir peygamber olduğunu bilemeyen cahil takımına rastalamak rda mümkün!

Ona verilen kurallar bütünüyle, onu tasdik eden ve yenilik getiren arasında çelişki olmayıp, sorun bunlara inandıklarını söyleyenler arasında çıkmaktadır!..

İşin özüne gelince;

İşte bu anlayışsızlığına önce kendisinin inandığını söylemeye çalıştığı kendi inanç kitabından daha sonra da “hakikat nuru olan Kur’an’dan “ yanıt vereceğim.

Onun “densizliğine” bazıları gibi hakaret ederek değil “edebe” davet ederek karşılık vermeyi düşünüyorum ki “dayanaksız iddialarının da” kaynağı tam anlaşılabilsin diye ümit etmekteyim.

Karşısındakine veya kutsal bir değere hakaret edilmemesi gerektiğini önce “İncil'e” bakarak tespitlerimize başlayalım.

22 Haziran 2015 Pazartesi

Akılsız beyin?..


Düşünmek, okumak kadar önemlidir!
Toplum yaşamında en çok konuşulan konuların başında manevi ilim ilk sırada gelir.
Çünkü insanın en çok gereksinim duyduğu bir konudur.
Burada konumuz hangi inanç biçimi değil, insanın ruhsal gereksinimidir.

10 Haziran 2015 Çarşamba

Anımsatma


Bilinen bir geçek olarak insanın nerede dünyaya geleceği, hangi millete mensup olacağı annesini veya babasını seçme gibi haklarının olmadığının farkında mıyız?
Yine hiç kimsenin adı sanı, makamı, işgal ettiği yer neresi olursa olsun bir gün “sayılı nefesinin tükeneceği, ardına bakmadan buraları bırakıp gideceğini” bilmem anımsatmaya gerek var mı?

5 Haziran 2015 Cuma

Neden kendiniz yoksunuz?

En yaygın algı yöntemlerinden biri olan "yansıtma" tekniği her alanda karşımıza çıkabilen bir konudur.
Ortak tanımlamalar yapılan konularda eğer hoşumuza gitmeyen bir niteleme varsa hemen savunma ya da saldırı konumunda yerimizi almakta sakınca görmeyiz.
Ancak konu ortak olduğu için tanım sadece kişiye özgü değil insanın kendisinin de dahil olduğu kişilere özgüdür.

19 Mayıs 2015 Salı

"Sanma ki zalimin ettiği kardır..."


Dilin kemiksiz olduğu bir zaman aralığından geçiyoruz. Kimin, kime ne dediği, neden dediği pek anlaşılır değil.
Örnekleri "asıla söylenmiş gibi algılayıp algılatmak isteyenler" hep vardı zaten.
İnsanlığın her devrinde bu "çelişkili durum" insanlık tarihinden hiç eksik olmamıştır.
Büyük gönül insanı Şeyh Edebali'nin zamanın yöneticisine yaptığı önerilerin geçerliliğini sürdürdüğünü gözlemliyoruz.

17 Mayıs 2015 Pazar

Güzel bir özellik, tahammül!


Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bir tarafa muhabbet duyup bir tarafa körü körüne düşman olma gibi bir yönüm şimdiye kadar olmamıştır.
A dan Z ye bu ülkede hatta dünyada yaşayan ve menşe i ne olursa olsun onların hepsini insan olarak görüyorum!
Hele bu birliktelik yeryüzünün neresinde olursa olsun manevi değerlerle de destekleniyorsa daha bir anlam kazandığını düşünmekteyim.

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Mahkeme mi?..

Adalet

Günümüzde olayların baş döndürücü hızla geliştiği ve haber akışlarının da bunları aynı hızla insanların bilgisine sunduğu bilinmektedir.
Son günlerde gelişen hukuk adına "hukuksuzluk" belirtileri gösteren gelişmeleri hep birlikte izlemekteyiz.
Dün karşısında el pençe divan durdukları insanları güç ellerine geçince asıp kesmeye kalkmak herhalde insan düşünce sağlığının iflas noktası olmalı!

"Tanrıya yakın olmak?"

  Kimi sitelerin köşelerinde rastlamanız mümkündür; "Tanrıya yakın olmak ister misin?" şeklindeki reklamlara.    Doğruya inandıkta...